Demir minerali, protein sentezi, enzim üretimi ve aktivitesi için
gereklidir. Ayrıca hücrelere oksijen taşınmasına vesile olur.
Çocuklar ve erkeklerde
günlük 10 mg demire ihtiyaç varken; kadınlar, emziren anneler ve
ergenlerde 18 mg günlük gereksinim mevcuttur. Gebelik
döneminde günlük demir ihtiyacı 27 mg’dır.
Demir eksikliğinin nedenlerini bilirsek isabetli tedaviye de
yaklaşırız: Fazla çay ve kahve tüketmek, gebelik, ikiz doğum, emzirme dönemi,
çocuklarda hızlı büyüme atağı dönemleri, şiddetli regl kanamaları, bağırsakta
tümör, vejetaryenlik, günlük 500 ml üzeri süt/yoğurt tüketimi, hatalı diyet
uygulamaları, sık tekrarlayan ishal ve enfeksiyonlar, bağırsakların cerrahi
operasyonla kısaltılması, mide küçültme ameliyatları, gastrit ve reflü
tedavisinde kullanılan ilaçlar, fazla çinko alımı, mide bağırsak sisteminde
gizli kanamalar gibi…
Eksikliğinde belirtiler: Halsizlik, yorgunluk, uyuşukluk, zihinsel bulanıklık
ve konsantrasyon bozukluğu, unutkanlık, sinirlilik, bağışıklığın zayıflaması,
nefes darlığı ve çarpıntı, dilde ağrı, tat alma duyusunda azalma ve
iştahsızlık, tırnaklarda kırılma/ çizgiler, ağız kenarlarında yara, sabah
yataktan zor kalkma, saç dökülmesi, soluk benizlilik, üşüme, ekstremitelerde
uyuşma gibi bir çok belirti verir. Demir eksikliği anemisi ya da halk
arasındaki adıyla kansızlık; çocuklarda ders başarısı ve zihinsel gelişimi
olumsuz etkiler. Ülkemizde demir eksikliği anemisi okul öncesi
dönemde %30-%40 oranındadır.
Demir yetersizliğinin tanısı için; kanda hemoglobin, hemotokrit,
demir, demir bağlama kapasitesi ve ferritin en yaygın kullanılan
parametrelerdir. Mineralin yetersizliğinde; kanda tüm bu parametreler düşerken,
demir bağlama kapasitesi yükselir.
Demir, kaynağına göre
doğada farklı kimyasal yapılarda gözlenir. Hayvansal besinlerde bulunan
demirin (hem demir, yani hemoglobinin yapısına girebilen
demir), bağırsaktan kana geçme becerisi çok yüksektir. Yani anemiyi önler.
Bitkilerde bulunan demirin ise (hem olmayan demir, yani hemoglobinin yapısına
geçiş oranı düşük demir); kana geçme potansiyeli çok düşüktür. Bitkisel
kaynaklı demir, C vitamini ile birleştiğinde; hayvansal kaynaklı demire
dönüşür. Yani kimyasal yapısı değişime uğrar. Bu kez, kana geçebilen miktarı
artar. Yani eti sevmeyen, ete ulaşamayan veya
vejetaryen olanlar için; demirin bitkisel kaynakları ile birlikte taze limon
kullanılması önerilir.
Demirin hayvansal kaynakları: Dana/koyun eti gibi kırmızı etler,
hindi eti, yumurta sarısı, karaciğer, kırmızı et çeşitleri, karaciğer,
yumurtadır. Haftada 3-4 porsiyon tüketilmelidir.
Demirin bitkisel kaynakları: Yeşil yapraklı bitkiler, kuzu
kulağı otu yeşil biber, mercimek-nohut gibi bakliyat ve üzüm pekmezidir.
Bunların içinde üzüm pekmezi, şeker içeriği çok yüksek bir seçenektir.
Günlük hayatta kullanabileceğiniz özet niteliğinde birkaç detay
daha: Bitkilerden
gelen demir, C vitamini veya limon ile birlikte alındığında; etten gelen demire
dönüşür, vücuttaki yararlılığı artar.
Yemeğin üstüne içilen çay (özellikle demliyse) ve kahve yemekteki demirin, kana
emilemeden, vücuttan atılmasına neden olur. Çünkü: Çayın demindeki fitat ve
taninler ile kahvedeki kafein, demiri kendine bağlar, idrarla demiri vücuttan
atar, anemiye yol açar.
Çayın içine eklenen limon dilimindeki C vitamini; çaydaki fitat ve
taninlerin olumsuz etkisini azaltarak, demir eksikliğine neden olmalarını
kısmen önler. Yani çayın demini az koyun ve içinde limon dilimiyle çayı için.
Yemeklerden en az 45-60 dk sonra çay ya da kahve için.Mahmure.
Hiç yorum yok: