Mustafa Karataş “Hz. Peygamberin Beden Dili” kitabıyla çoğumuzun bilmediği bir Hz. Muhammed (SAV) portresi çıkarıyor ortaya.
Yiyip
içmesinden, boyu posuna, oturuşundan, uykusuna kadar, Hz. Muhammed
(SAV)'ın yaşantısısıyla ilgili birçok ilginç detaya yer veriyor.
Çoğunu ilk kez okuyacağınızı tahmin ettiğimiz bu anekdotları sizin için derledik...
Konuşması, yürüyüşü nasıldı, en sevdiği giysi hangisiydi?
Hangi şaka O’nu güldürdü?
Neyi anlatırken gözyaşlarına boğuldu?
Dişleri nasıldı? Koku sürmeyi sever miydi?
İşte Mustafa Karataş’ın kaleminden Hz Muhammed (SAV)’in hiç bilinmeyen yönleri...
Hz. Peygamberin başı aşırı olmamak kaydıyla iriydi. Boynu gümüşten bir ibrik gibiydi.
BurnuBurnu ince, uzun ve zarifti; üsütünde bir nur (parlaklık) görünürdü, onu görenler kartal burunlu zannederlerdi.
BoyuHz. Peygamber orta boylu olup çok uzun değil, kısa boylu da değildi. Dengeli bir boyu vardı.
Gözleri Hazreti Muhammed (Sav)’nin gözleri iri güzel ve siyahtı. Gözlerinin beyazı hafif kırmızı idi.
Hazreti Muhammed (Sav)’in gözleri sürmeli gibi görünürdü, halbuki her zaman sürmeli değildi. Gözleri hep gülümserdi. Gülme şekli genellikle tebessümdü.
AlnıHz .Muhammed (SAV)’ın alnı genişçeydi ve alnında güneş aydınlığı vardı. Secde ve iman nuru adeta alnında parlıyordu. Alnı çok düzdü ve hiçbir kıl yoktu.
Ağzı ve dişleriAğzı büyükçeydi, dişleri büyüktü. Hz Muhammed (SAV)’ın dişleri seyrekti. Konuştuğu zaman ön dişlerinin arasından sanki bir ışık çıktığı görülürdü.
Hz. Peygamber yürürken âciz ve tembeller gibi yütümez gayet emin adımlarla yürürdü. Ardından gelen hiç kimse ona kolay kolay yetişemezdi. Hafif öne eğik gibi yürür, arkasından seslenildiğinde boynunu çevirmez tüm vücuduyla dönerdi. Yürürken ayaklarını kaldırır yere sürümezdi.
Hz. Peygamber’in alışkın olduğu oturuş tarzı daha çok dizlerinin üzerinde oturma şeklidir.
Şüphesiz Hz Peygamber’in bunun dışında da oturuş şekilleri vardır. Bunlardan biri de bağdaş kurarak oturmasıdır.
Hz. Peygamber bir meclise girdiğinde özel bir şekilde bir yere oturmaz , insanların arasına girer onlar gibi otururdu.
Yatmadan önce dua okur bütün vücudunu mesheder, önce sağ tarafına yatar sonra da genellikle sırt üstü yatardı.
Hz. Peygamber çeşitli renk ve desenlerde elbiseler giymiştir. Ancak daha çok beyaz renkli elbiseleri tercih ettiği bilinmektedir.
O, toplumda diğer insanların giydiği kıyafetleri giymiş, elbisesinin temiz ve sağlam olmasına dikkat etmiştir. Yün, keten ve pamuklu giysiler giymiş fakat ipek kumaştan yapılmış elbiseleri kullanmamıştır.
Hz. Peygamberin en sevdiği elbise çeşidi, kolları ve yakası olan ön tarafı kapalı ‘kamis’ denilen gömlek türüdür.
Hz. Muhammed (SAV) bazen ayaklarına mest, çorap, nalin denilen ayakkabı ve pabuç giymiştir. Ayakkabı kullanmadığı zamanlar da olmuştur. Öte yandan çirkin olacağı için tek ayağa ayakkabı giyilmesini hoş karşılamamıştır.
Peygamber birçok kimselere mektup yazmak istedi. Sahabiler tarafından kendisine: “Onlar üzeri mühürlü olmadıkça hiçbir mektubu kabul etmezler denildi.Bunun üzerine Peygamber, nakşı “Muhammedün Rasulullah “ olan gümüş bir yüzük edindi.
Temiz giyinir, temiz giysilerin giyilmesini tavsiye eder, sol eliyle yemez içmezdi.
O, “Elindeki yemek bulaşığını yıkamadan yatan kimse şayet gece başına bir musubet isabet ederse, bu durumda kabahati başkasında değil kendinde arasın”
Yemeklerden sonra hemen ellerini ve ağzını yıkayan, dişlerini misvaklayan Hz. Peygamber, diğer insanlara da sürekli diş temizliğini tavsiye ederdi.
Hz. Muhammed (SAV) yiyip içtiklerine dikkat eder kokusu hoş olmayan yiyecek ve içeceklerden uzak dururdu.
Hz. Muhammed (SAV) temizliğe ve sağlığa son derece önem verirdi. O sık sık banyo yapar, bunu da ısrarla tavsiye ederdi. “Hiç olmazsa Cuma günleri olsun yıkanarak gelseniz” der, Cuma yıkanmayı emrederdi.
Hz. Peygamber, güzel koku sürünmeyi asla ihmal etmezdi. “Bana dünyada üç şey sevdirildi; gözümün nuru namaz, kadın ve güzel koku” der, güzel kokuyu geri çevirmezdi.
Hz. Muhammed (SAV) saçını ve sakalını kontrol etmek için ayna kullanmış, gözlerine sürme çekmiştir. Kendisine ait bir sürme kabı vardı, her akşam üç defa sağ gözüne, üç defa sol gözüne sürme çekerdi. Sürme olarak uyumadan önce gözlere ‘ismid’ çekilmesini tavsiye eder bununla gözün güçleneceğini saçın daha gür geleceğini söylerdi.
Gerek kullanma zamanı gerek sürmenin faydalarına dair bilgilerden, Hz. Peygamber’in sürmeyi süslenmek için değil, göz sağlığı için kullandığı anlaşılmaktadır.
Hz. Muhammed (SAV) zaman zaman saçlarını ve bütün vücudunu yıkar, saçlarını kına ile boyar ve zeytinyağı ile yağlardı.
Hz. Muhammed (SAV)’ın kendine ait belli başlı temizlik malzemeleri vardı. Bunlar; ayna, tarak, makas, misvak, sürmedanlık, koku şişesi denilebilecek bir kutu ve bir de tülbentten ibaret idi.
Hz. Muhammed (SAV) konuşacağı kelimeleri seçer insanlara en güzel ve en hoş lafızlarla hitap ederdi. Onlara eza verecek ağır sözler söylemekten kaçınırdı. Kaba, yaralayıcı üsluptan uzak durudu.
Hak etmeyen değersiz kişilere övücü dözler söylemez yine hak etmeyen değerli kimselere de çirkin sözler sarfetmezdi.
Hz. Muhammed (SAV) sözü bazen daha iyi anlaşılsın diye üç defa tekrarladığı olurdu.
O sertlikle tatlılığı ve güzelce anlatma ile söz sayısının azlığını bir arada toplamıştı.
Elleri
Hz Peygamber, konuşma ve iletişim esnasında ellerini mükemmel kullanmıştır..
O'nun iletişim ve etkileşim amacıyla ellerini ve parmaklarını sıklıkla kullandığına dair kaynaklarda pek çok rivayet bulunmaktadır. Vücut diliyle sözlerine bir zenginlik ve güç katmıştır.
Elleriyle tutmasıHz. Peygamber kimi zaman muhatabının ellerini tutmuş, kimi zaman kendi sakalını tutmuş, kimi zaman da elini birinin yüzüne koyarak kafasını başka yöne çevirmiştir.
Kur’an’da iyi ve kötü insanların yüzlerinden tanınacağı, mutlu yüzlerin neşeden parlayacağı, mutsuz yüzlerinse acıdan kararacağı, iyi ve yararlı işler yapanların yüzlerini ne bir kararma ne de bir aşağılamanın gölgeleyeceği, kötülük yapanların yüzlerininse sanki karanlık geceden bir parçaya bürünmüş gibi olacağı belirtilmiştir.
Hz. Muhammed (SAV) örtüsünün altındaki bekar kızlardan daha hayâlı olduğu için bir şeyden hoşlanmadığı zaman onun yüzünden anlaşılacağı rivayet edilir.
HZ. Muhammed (SAV) genelikle güleç yüzlü idi; O en sıkıntı zamanlarda dahi üzüntüsünü belli etmemeye çalışır, etrafına karamsar bir tablo çizmekten onları üzmekten kaçınırdı. Özellikle sevdiği kimseleri gördüğünde tebessümü bir kat daha artırırdı.
Hadis kaynaklarında Hz Muhammed (SAV)’ın gülümsemesiyle ilgili olarak pek çok örnek bulunmaktadır.
Çokça gülmenin kalbe zararlı olduğunu bildiren bir Peygamber’in kahkaha ile güldüğünü söylemek zordur, onun gülüşü genelde tebessüm şeklinde idi.
Rivayetler arasında Hz Muhammed (SAV)’ın üzüntü belirtir anlamda ağladığına dair pek çok olaya rastlanmaktadır.
O hastalığı sırasında ziyaretine gittikleri Sad b. Udabe’nin durumunu gördüğünde ağlamış, yine bir sahabînin, cahiliye döneminde kız çocuğunu diri diri toprağa gömmesine ilişkin hatırasını dinlediğinde gözyaşlarına engel olamamıştır.
Sonra da Halid b. Velid kumandayı aldı ve fetih müyesser oldu” buyurdu...