İşte En Garip Gelenekler!
-
Arizona'da patlak lastikli otomobil içinde
sevişmek yasak. Kurala uymayan ön koltukta sevişen 25, arka koltukta
sevişen 50 dolar ödüyor.
-
Gine'de evli kadını baştan çıkaran adamın el ve
ayak parmaklarından biri kesiliyor. Kesilen parça ilişkiye giren kadına
yediriliyor.
-
Guyana'da banyoda seks yaparken yakalanan
çiftler önce boyanıyor sonra da bir eşeğin arkasına bağlanarak şehirde
gezdiriliyor.
-
Colombia'da gelinin annesi gerdeğe giren çiftin
yatağının kenarına oturarak ilk ilişkiye şahitlik ediyor.
-
İsrail’de ise Musevi inancına göre, düğünlerde
Kudüs’teki kutsal tapınağın yok oluşunu sembolize eden içi cam
parçalarıyla dolu bir beze basma geleneği bulunuyor. Törende cam kırmak
ise hayattaki mutluluğu ve üzüntüyü sembolize ediyor. Hindistan’da da
damat gelinin kıyafetinden sorumlu oluyor. Gelin, beyaz gelinlik yerine,
"sari" denilen özel bir giysi giyiyor. Törene gündelik kıyafetlerle
gelen gelin, daha sonra kocasının kendisine sunduğu kıyafeti giyiyor.
-
İngiliz geleneklerinin en başında kilisede çan
çalmak geliyor. Bu şekilde kötü ruhların kovulduğuna inanılıyor. Gelin
ve damat kiliseye girerken ve çıkarken çanlar çalınarak yeni evli çifte
çiçek atılıyor.
-
Shiva’ya tapan gizli Hint örgütü üyeleri
Shiva’yı en üstün tanrı olarak görüyorlar. Shiva’nın her şeyi
yarattığına inandıkları için hiçbir şeyin kötü olduğuna inanmıyorlar. Bu
yüzden her türlü cinsel aktiviteye katılıyor, uyuşturucu kullanıp alkol
tüketiyorlar ve et yiyorlar. Tabu anlayışları yok. Garip olan
gelenekleri yamyam olmaları ve bunun için özel tapınakları var.
Kıyafetlerini ölülerden temin ediyor, ölüyü yakıp ısınıyor ve yemeğini
nehirden temin ediyorlar. Nehir üstünde sürüklenen kadavralar
yakalanıyor ve uzuvlar kesildikten sonra çiğ olarak yeniyor.
-
Kore’de evlilik geleneklerinde ördek ve kaz
önemli bir yer tutuyor. Eski geleneklerde damatlar arkalarında kaz
taşıyarak beyaz bir atın üstünde gelinin evine giderlerken günümüzde
sembolik olarak tahta kaz kullanılıyor. Bir başka geleneğe göre de
düğünden sonra bir çift tahta ördek yeni çiftin evine yerleştiriliyor.
Eğer ördekler karşılıklı konursa çiftin iyi geçineceğine, ters konulursa
kavga edeceklerine inanılıyor.
-
Bosna-Hersek’te evlenme çağına gelmiş gelin
adayını isteyen damat adayı, kız evine yemeğe davet ediliyor ve ailenin
büyükleri ile söz konusu evlilik hakkında tartışıyorlar. Kızın aile
büyükleri damat adayı hakkında bir karara vardıktan sonra kahve ikramına
geçiliyor. Şekerli kahve damat adayının evlilik için uygun görüldüğü,
sade olması ise damat adayının reddedildiği anlamını taşıyor.
-
Afrika’nın bazı bölgelerinde damat adayı kızı
ailesinden istedikten sonra kızın ailesi teklifi kabul ederse kızlarına
para ve fıstık veriyor. Gelin adayı, fıstığı damatla bölüşürken, çiftin
birleşmesine yardımcı olan aracıya da bir parça veriliyor. Bu, komşulara
ve akrabalara düğün daveti anlamına geliyor.
-
Satere-Mawe kabilesi Brezilya’nın amazon
bölgesinde yer alıyor. Bu kabile erkek çocuklar için acı verici ayinler
düzenliyor. Tam anlamıyla erkek olabilmek için çocuklar ellerine
karıncalardan örülmüş bir eldiven giymek zorundalar. Bu karıncalar o
bölgede doğadaki en tehlikeli hayvanlardan biri. Çocuklar erkek
olabilmek için bu eldivenleri giyip ilk seferde on dakika bu izleyen
diğer aylarda da yirmi kere yapmak zorundalar.
-
Filipinlerdeki Limestone mağaraları ölülerin evi
olarak görülüyor. Ölüler mağaralarda yakılıyor ve bu yüzden mağaraların
dış yüzeyleri tabutlarla kaplı bir şekilde. Bu gelenek Çin’de nesli
tükenmekte olan Bo kabilesinde ve Toaraja kabilesinde de görülüyor.
-
Finlandiyalı gelinler ise düğünde el yapımı
altın bir taç takıyorlar. Genç kızlar arasından seçtiği birine altın
tacını veriyor. Seçilen kızın, en kısa zamanda evleneceğine inanılıyor.
Öte yandan Vikingler zamanında ise evlilikler açık arttırma şeklinde
yapılıyordu. Damat adayı, gelin adayı için kızın babasına fiyat teklif
ediyor, bu fiyat üzerinden pazarlık yapılıyor ve belirlenen para miktarı
çeyiz için kullanılıyordu. Ayrıca çiftin evlilik hayatları boyunca
altın ve gümüş sıkıntısı çekmemeleri için babası gelinin sağ ayağına
gümüş, annesi ise sol ayağına altın takıyordu.
-
Vatikan’daki son araştırmalar unutulmuş bir
geleneği tekrar su yüzüne çıkardı. Romalılar ölülerle beraber yemek
yerler ve onları beslerlerdi. Birçok mezarın yayında unutulmuş çubuklar
bulunurdu. Benzer çubuklar İngiltere’de de bulundu. Eski Romalılar bazen
mezar yanlarına gidip ölüleriyle piknik yaparlardı. Mezarlardaki
yazıtlarda en yakın yemek bulunabilecek yerin tarifi yer alırdı. Böylece
insanlar ölmüş yakınlarını daha kolay beslerdi
-
Guam'da bakirelerin evlenmesi yasak. Bunun için
kızlar bekaretlerini para karşılığı bu işi yapan kişilere bozduruyor.
-
Masai kabilesi ( Tanzanya ve Kenya’da bulunan
etnik bir grup) değişik bir selamlama yöntemi kullanıyor. Birbirlerine
tükürerek selam veriyorlar. Mesela yeni bir doğum olduğunda bebeğin
lanetten ve kötü şanstan uzaklaşması için yeni doğan bebeğe
tükürüyorlar. Masai kabilesi sakinleri büyüklerle selamlaşırken ise
büyüğün elini sıkmadan önce kendi ellerine tükürürler. Medya sayesinde
Masai kabilesi çok kişi tarafından biliniyor.
-
Japonya ve Rusya’nın bazı bölgelerinde yaşayan
yerli ‘Ainu’ kabilesi küçük bir azınlık. Dini inançlarına göre de bütün
varlıklar ve evren bir ruh taşıyor. Bu kabile doğaya taptığı için bazı
gelenekler yaratmışlar. Bu kabilenin insanları kendilerini kutsamak için
ayıları öldürüyor. Çünkü ayıların ruhunun cennete gittiğine
inanıyorlar. Bu işleme de ‘Iyomante ayini’ deniyor. Mağarasında kış
uykusuna yatmış olan anne ayılar bile öldürülüyor. Yerliler ayin
sırasında öldüren ayıların kanını içiyorlar ve etini yiyorlar. Ainu
insanları ayıların insanlar arasında dolaşan tanrılar olduğuna inanıyor.
Malesef Japonya’da çıkan bir yasa ile bu rituel yasaklandı. Buna rağmen
bazı yerlerde hala bu geleneğin izlerini görmek mümkün.
-
Bulgaristan’da da erkek, sevdiği kızı ailesinden
istemek için en yakın arkadaşıyla kızın evine giderken, yanında
mutluluk, sağlık ve zenginliği temsil eden "rakia" denilen özel bir ev
viskisi ve "zdravet" adı verilen yeşil çiçeklerden küçük bir buket
götürüyor. Bunun yanı sıra kıza ve babasına ufak hediyeler veriyor.
Baba, evin reisi olduğundan içki ikramında bulunuyor. Damat adayını
beğenir ve evliliği onaylarsa kızına dönüp 3 kez evliliğe hazır olup
olmadığını soruyor ve kız (evet) derse kızın ailesi de erkeğin ailesine
hediyeler yolluyor. Düğünden önceki Perşembe günü hamur ve mayanın
karıştırılmasıyla özel bir ekmek yapılıyor ve bu ekmek yeni ailenin
oluşumunu sembolize ediyor. Düğünde ise gelin, içinde bozuk para, çiğ
yumurta ve buğday bulunan bir tabağı arkasına bakmadan başının üzerinden
geriye doğru atıyor. Tabak ne kadar küçük parçalara ayrılırsa o kadar
iyi olacağı düşünülüyor. Ayrıca gelin ile damada somun ekmeği veriliyor.
Hangisi bu ekmekten daha büyük parça koparırsa evde onun sözünün
geçeceğine inanılıyor.
-
Yanomamö, Venezuela ve Brezilya’dan kökenini
almış büyük bir kabile. Modern yaşamdan uzakta eski geleneklerine sıkı
sıkıya bağlı bir kabile. Bu kabilenin insanları dini geleneklerinden
dolayı ölü insanın vücudundan herhangi bir parçayı saklamayı yasaklıyor.
Bu kabilede biri öldüğü zaman tamamen yakılıyor. Küller ise aile
bireyleri arasında paylaştırılıyor ve yeniyor.
-
Hindistan’ın Solapur bölgesinde her sene
evebeynler bir araya gelerek bebeklerini 150 santimetrelik bir kuleden
atıyorlar. Aşağıda büyük bir örtü tutan köylüler bebeği yakalıyor.
Aileler bu geleneğin bebeğe uzun bir ömür ve sağlıklı bir yaşam
kazandaracağına inanıyor. Bu yöntem genellikle Müslümanlar tarafından
uygulanıyor ama bazı Hintliler de bu yönteme başvuruyor. Milli devlet
her ne kadar bu geleneğe karşı çıksa da yerel yetkililer etkinlik için
polis gücü de kullanıyor.
-
Ortaçağda banyo yapmak tören şeklindeydi.
Kastilya Kraliçesi İsabella bile 50 yıldan fazla süren hayatı boyunca
iki kez banyo yapmıştı.
-
Çin’de de damadın ailesi astroloji uzmanına
başvurarak evlenmeyi düşünen çift hakkında yorum istiyor. Eğer astroloji
uzmanının hazırladığı horoskopu damadın ailesi uygun bulursa,
çocuklarının doğum saatini ve tarihini kızın ailesine göndererek aynı
işlemi onların da yapmasını istiyor. Çin’deki evlilik geleneklerine
göre, düğünden önce damat evlilik yatağını hazırlayarak üzerine çeşitli
meyve ve kuruyemişlerden koyuyor. Ailenin küçük çocukları yatağın
üzerine oturtuluyor ve meyvelerle oynamalarına izin veriliyor. Yatağın
üzerinde ne kadar çok çocuk olursa o kadar çok doğurganlığı sembolize
edeceğine inanılıyor. Nedimelik yapacak bayanlar ise gelinin
horoskopuyla uyumlu doğum yılına sahip kişilerden seçiliyor. Ayrıca Ay
takviminin 7. ayının son 15 gününde evlenmenin uğursuz olduğuna, çünkü o
dönemde cehennemin kapısının açılıp kayıp ruhların serbest kaldığına
inanılıyor.
-
Utah'daki Mormon'larda genç kuşak, çok eşliliğe sıcak bakmıyor.
-
Eskimoların yaşlıları, iyice güçten düşünce
intihar yoluna başvururken, Fijili yaşlı erkekler, ölme isteğini
yakınlarına söylerlerdi. Kararlaştırılan gün geldiğinde de yaşlı erkek,
canlı olarak toprağa gömülürdü.
-
Hindistan'da yemeğe gelen misafir yemekten sonra
geğirmezse yemeği beğenmemiş sayılıyor ve bu davranışı büyük
saygızıslık sayılıyor.
-
İskoçya’da ise gelin, düğünden bir gece önce
aile büyüklerinin ortasına oturarak, onlara ayaklarını yıkatıyor. Bu
gelenek, çiftin mutluluk yolunda yürümelerini sembolize ediyor. Düğünde
ise gelin iki ayakkabısına da bozuk para koyuyor.
-
Fransa’da ise evlenecek çiftlerin törende yer
alacak çiçeklerini davetliler getiriyor. Gelin ve damadın, evlilik
günlerinde kullanılan ve nesilden nesile aktarılan evlilik kabından
şarap içmesi de bu ülkedeki evlilik gelenekleri arasında yer alıyor.
-
Fenikeliler, salgın hastalıklar, kuraklık, savaş
kaybetme gibi büyük felaketlerin yaşandığı günlerde “en sevdikleri
çocuklarından birini” tanrıları Baal’e kurban verirlerdi.
-
Belçika’da ise en önemli gelenekler arasında
mendile isim işlemek geliyor. Gelinin ailesi, kızlarının adının işlenmiş
olduğu mendili düğüne götürerek davetlilere gösteriyor. Bu mendil
düğünden sonra kızın ailesinin evine geri getiriliyor ve gelinin kız
kardeşi varsa onun adı işlenerek yine evde sergileniyor.
-
Tibet'te misafir uğurlanırken ona dil çıkarmak şarttı.
-
Torajanlar Endonezya’da bir kabile. Cenaze
törenleri Torajan insanları için yaşamın önemli bir anı. Yokluk içinde
yaşadıkları için bir ailenin masrafları karşılayabilmesi aylar sürüyor.
İşte bu paranın birikmesi gereken aylar boyunca cesede kıyafet
giydiriliyor ve ölü beden evde tutuluyor. Torajanlar ölünün ruhunun
gömülünceye kadar evde kaldığına inanıyorlar. Ölü gömülmeye hazır hale
geldiğinde de tabutlar genellikle mağaraya yerleştiriliyor. Ölünün
heykelleri de tabutun yanında dışarı bakacak şekilde yerleştiriliyor.
-
Ay (Lunar) takvimi kullanılan ve her yılın bir
hayvan ismi aldığı Çin'de yeni yıl 21 Ocak ile 21 Şubat arasında
kutlanır. 2009 yılı Çin astrolojisine göre ‘Öküz’ yılı olacak. Çin’de
öküz yılları ‘sabrı,direnme gücünün yüksekliğini ve sakinliği’ ifade
eder. Çin’de yeni yıl kutlamaları birinci gün başlayıp 15 gün sürer ve
‘kâğıt fener’ festivali ile kapanır. Kâğıt fener festivalinde neredeyse
büyün sokaklar resimlerdeki gibi kâğıt fenerlerle süslenir. Çin’de yeni
yıl aile birlikteliği anlamına gelir. Öyle ki bu yemek yeme tarzlarına
bile yansımıştır. Örneğin tavuk ve balık aile birlikteliğinin sembolü
olduğu için bütün olarak yenir. Uzun makarnadan yapılan yılbaşı
yemekleri ise, uzun bir ömrü sembolize eder.Hatta geleneklere göre
bunları yerken ya da pişirirken kesmek uğursuzluk olarak kabul edilir.
Yeni yılda mandalina ve portakallar elden ele geçirilir. Çünkü onlara
göre mandalina şansı, portakal zenginliği temsil eder.
-
Budizm inancında saçın kazınması, Buda’nın
baskıcı saray hayatını reddedip, tepki olarak saçını kesmesiyle başladı.
Budizm’de azalan saçlar, çoğalan irade; kazınan saçlar ise kazınan
dünyevi istekler demek.
-
Ağustosun son çarşamba gününde İspanya’da
domates festivali yapılıyor. Tonlarca domates sokaklara saçılıyor.
-
Brezilya’da 31 Aralık gecesi ‘macumba’ inancına
mensup rahibeler, mavi-beyaz giyinerek Rio de Janeiro’nun İpanema
plajında büyük ‘festa de lemanja’ törenleri düzenlerler. Bu törenlerde
içi çiçekler, parfümler ve yanan mumlarla doldurulmuş minik kayıklar
kıyıdan denize salınarak deniz (su) tanrıçası Lemanja’ya armağan edilir.
Diğer Riolular ise bembeyaz giysiler içinde Copacabana plajında
durmaksızın dans ederler. Brezilya kültüründe ve inançlarında mercimek
zenginliği ve bereketi ifade ettiği için, yeni yılın birinci günü
mutlaka mercimek çorbası ile mercimekli pilav pişirilip yenir.
-
Japonya’da Samurayların saçları onurlarının
simgesiydi. Başının tepesi kazınan Samuray, iki yanda ve arkada kalan
saçlarını özenlice topuz yapıyordu. 19. yüzyılda Batılılaşma hareketi
sonucu Samuraylar ortadan kaldırıldı. Hepsine saçlarını kesmeleri
emredildi.
-
Sufiler ‘temiz olma’yı kendilerine şart koştuklarından bazıları saçlarını kazırlar.
-
Tazmanya'da kadın ölen kocasının kesilip kurutulan cinsel organını boynuna asmak zorunda.
-
Hindistan'da evlere gündeliğe gelen kadınlar evdeki bekar gencin seksüel ihtiyacını karşılamak zorunda.
-
Laos'ta da kadınların ayakları en erotik bölge
kabul ediliyor. Bu nedenle kadınların ayaklarını göstermeleri yasak.
-
Liverpool'da dükkan dekoratörleri, çocuklar
vitrini seyrederken kadın vitrin mankenini soyamaz ya da giydiremez.
-
Amboysna Adası'nda ürünün az olacağı
belirlenirse, erkeklerin güneş batımında çıplak olarak tarlaya gidip
ekinlerin arasında mastürbasyon yapmaları gerekiyor.
-
Normalde makarna ve şarapla beslendiğini
düşündüğümüz İtalya'nın Ponti bölgesinde yerli halk, Paskalya
öncesindeki 40 gün boyunca toplam bin yumurtadan yapılmış omlet yiyor.
-
Çek Cumhuriyeti'nde bira banyosu çok moda!
Çekler bira banyosunun sağlığa çok iyi geldiğini düşünüyorlar. Sinir
sistemi üzerinde rahatlatıcı etkisi olduğuna inanıyorlar.
-
Moritanya'daobezite bir gelenek olmuş. Evlenme
çağına gelen kızların en az 60, en fazla da 100 kilo olması
gerekiyor.Eğer yemek yemezlerse de kızlar cezalandırılıyor
-
Kuzey Kore'de kadınlarda 25, erkeklerde ise 27
yaşın altında evlenmek kanunen yasak. Evlenmeden önce bireylerin
askerlik ve devlete karşı diğer yükümlülüklerini yerine getirmiş olması
gerekiyor.
-
Toplumlarının garip karşıladığı 'poligami' çok
eşlilik, Güney Afiraka'da bir gelenek. Bir erkek ne kadar çok eş
alabilirse o kadar makbul.
-
Newlyweds'de evlenen çift gerdeğe tören
sırasında yere serilen hasır üstünde konukların gözü önünde giriyor.
-
Orta Çağ'ın düello geleneği Paraguay'da hala devam ediyor
-
İzlanda'nın başkenti Reykjavik'te köpek beslemek kanunlarla yasaklanmış.
-
Eğer kendinize uğraşacak farklı bir spor dalı
arıyorsanız, İngiltere'ye gidin. Çünkü peynir yuvarlama yarışı
yapıyorlar. Ciddi bir spor dalı haline gelen bu yarışmalar İngiltere'nin
bazı bölgelerinde yapılıyor.
-
Yılbaşı Botsvana'da da önemli bir gelenek.
İnanışa göre yılbaşı gecesi evli çiftlerin seks yapması zenginlik ve
bereketi arttırıyor.
-
Tayland Kraliyet Ailesi çok eski zamanlardan
gelen ve sadece bu ailenin kullandığı özel bir dil kullanıyor. Yani
konuştuklarını çevrelerindeki hiç kimse anlayamıyor
-
Kimisi için sadece yüzme, kimisi için motive olma yolu, kimisi için ise sağlıklı yaşam formülü.
- Rusya ve Sibirya'da Yaygın olarak görülen bu gelenek insanın
kanını donduracak cinsten. Eksi (-)16 derecede buz tutmuş bir nehir
üzerinde oydukları bir deliğe küçücük bedenleri sarkıtma görüntüleri
görenleri hayrete düşürüyor.
İnanışa göre çocukları bu sayede büyürken olası hastalıklardan korunacak ve her türlü soğuk hava ile baş edebilecek.
İşte En Garip Gelenekler!
Reviewed by
bunyan
on
2/28/2012
Rating:
5
Arizona'da patlak lastikli otomobil içinde sevişm...
BUNLARDA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
Hiç yorum yok: